29 Mart 2013 Cuma

30 Mart Bir 9 Yedi 2 ''Katliam''

   
"Hindistan’ın Kalküta şehrinde / Benerci kendini vurdu / Türkiye’nin İstanbul’unda / Hüseyin’i vurdular" 

Bir tarafta işbirlikçi sermaye ve feodal mütegallibe, diğer yanda ON'lar... 

Mahir Çayan, ON'lardan biri. 


                        | Faşizme kayan, Mahir Çayan | 



''Fikirler patlarken yollarda, düzeni melekesine göre haklayacak cevval oturup kalkıyor, nerede heyecan, kesildi cereyan... 30 Mart Bir 9 Yedi 2. -Katliam.'' 


Aşağıdaki satırlar Mahir Çayan'ın kaleminden... 
-
Hindistan’ın Kalküta şehrinde
Benerci kendini vurdu.
Türkiye’nin İstanbul’unda,
Hüseyin’i vurdular.
Perde değişiyor.
İzmir kordon boyu
Hasan Tahsin’i vurdular.
Bolivya’da Guevara kanlar içinde
Pera da param parça.
Çho to Vietnam’da kıvranıyor.
Of bacım off
Bitsin artık bu kıyım.
Orfe güneşi çağırıyor ve THKC
1971 ilkbaharında eyleme geçiyor.

Burası Sao Paulo
Karanlığın, loşluğun, ezikliğin diyarı.
Orfe karanlıklar tepesine oturmuş,
Gitarı ile güneşi çağırıyor.
Güneş tutulmuş…
Her taraf simsiyah…
Orfe gitarı ile güneşi çağırıyor.
Yalnız Orfe, garip Orfe, yiğit Orfe.
Sao Paulo tepelerinde doğacak güneşi Orfe göremeyecek,
Biliyor bunu Orfe, yine de güneşi çağırıyor.
Karanlığın yedi başlı ejderi,
Orfe’yi parçalıyor.
Orfe artık güneşte…
Güneş tutulması sona eriyor.
Sao Paulo halkı samba yapıyor güneşin altında.
Orfe rahat, mutlu ve kıvançlı güneşten gitarı ile tempo tutuyor
Aydınlığı kutlayan Sau Paulo halkının sambasında.


Mahir Çayan.


-

10 Ekim 2012 Çarşamba

Muhtemel helalleşmeler ve SGK mücadelesi




(Yazma planlarımda olan bu yazıyı, Suriye ile yaşanan son olaylar neticesinde servis ettiğim 'Bir gerilim hikayesi' analizini sıcağı sıcağına yazma isteğim sebebiyle bekletmek zorunda kaldım.)


Geçtiğimiz günlerde BirGün'e yazdığım 'Yandaş basın birliği' başlıklı yazıda, Samanyolu ile SGK denetçilerinin mücadelesindeki detayları vermiştim. Şu günlerde ise çok daha acı gelişmeler yaşanıyor. Geçtiğimiz hafta, Samanyolu TV denetimine giden denetçilerden birinin görev yeri değiştirildi. Kendisinin ismini verip, yerleri normal olarak değiştirilen görevlilerin arasında onu ifşa etmek istemiyorum. Sadece mesleği bırakma noktasına geldiği ve yüzlerce tehdit telefonu aldığını söyleyip, geçeyim. Diğer 3 görevlinin ise soruşturması sürüyor, cezalar olası. Değerli basınımızın haberi olmadı tabi ki...

Saatlerce bekletilen, müdürlerinden tehdit, sivi polisten uyarı alan bu denetçilerin, baskı ile verdiği 'temiz' raporuna inanmamızı bekleyen Samanyolu'nun bu kararlara ne diyeceğini merak ediyorum.

Bu çirkin gelişmelerin ışığında sözü kongreye getirmek istiyorum.

AKP'nin 'muhtemel helalleşmeleri' için yaptığım tespitleri, 5 maddelik tümceler ışığında altta sıralıyorum.

  • Kapitalizmi benimseyen her bireyin, günah çıkarma/bağışlanma ekseninde yapacağı istekler sadece yeni kavram ve politikalarının reklamıdır.

  • Açıkça 'davet' edilen yandaş/muhalif harekete dahi Fidan/Mit ekseninde ayrımcı galip gelebilen iktidarın helalleşmesi ise dış hesaplaşmanın ortak belirleyicisidir.

  • Çünkü her seçim sonrası dost, her mahkumiyet sonrası düşmanca tavır sergileyen bir Başbakan sadece katılımcı havayı solumak için helallik ister...

  • Satın alma gücünün yansıttığı 'popülist' rakamlarla bezenmiş ifadelerin, yandaş medyadaki ekonomi servislerinin yaptığı manipülasyonlardan bir farkı yok.

  • Öteki yandan; diyalog kurma evresini ayırarak, bu iktidar ile hesaplaşmaya değil uzlaşmaya girecek olan tüm siyasi sınıfların yaptırımları çıkar unsurlarıdır.

Çünkü;

Helallik isteyen bir adamın arkasında, binlerce tutuklu, binlerce ölüm, binlerce işsiz, binlerce kovulandan oluşan geçmiş bulunmaz.

Helalleşebilir misiniz ?

Hadi helalleşin...

Ancak son balkon konuşmanızda söylediğiniz türden 'helalleşmeler' olmasın lütfen. Cezaevlerini doldurmakla, sadece gardiyan ülke sıfatının yoksunluğuna helallik getirebilirsiniz.

Burası farklı bir ülke, farklı da bir Başbakan var. Bir Başkabakan....

Değiştirmeye çalışan bireyi itibarsızlaştıran veya işsiz bırakan, değiştiremediğini dört duvar arasına yollayan düzenin ahmak birliklerinin baki kaldığı bir yer Türkiye...

Operasyon mucitleri, edebi iddia yazarları, romantik futbol bekçileri var. Sokaksız, caddesiz, sürgün tatmamış sözde ahlak elçileri sürüyle...

2023 hedefi ile, Cemaat ve AKP'nin yerine göre stratejik yandaşlığı, yerine göre muhalif hezeyanları... Çöplükten savcılar, müsait yasalar..

Tipik bir kayboluş çağı. Son evrenin tamamlanışında herkesten fazla payı olan 'dönüşüm'cüler, 'gelişim'ciler...

Hepinizden ricam şudur...

Sizlere yer kalmadı, yatmayın.

Işıklar bize kalsın.


Can COŞKUN - twitter.com/cancoskun - cancoskuncan@gmail.com